Uluslararası İktisat 9.Ünite özeti

Cevapla
sınavci
Mesajlar: 98
Kayıt: 30 Kas 2017 12:02
İletişim:

11 Ara 2017 15:23

Ünite – 9
İthalat teminatları, ithalatçının mal siparişini verdiği an, bu ithalat bedelinin belli bir oranını merkez bankasına yatırma zorunluluğunun olduğu bir araçtır. İthal teminatı karşılığı olan paralar, ithal malları ülkeye gelinceye kadar merkez bankasında bloke edilir. İthalat gerçekleştikten sonra da ithalatçıya iade edilir. İthal teminatları ithalatı kısıcı etki gösterir.

İthalatçı açısından bir likidite sorunu doğurur.

Merkez bankasında kaldığı sürece bu paralara faiz ödenmez ve ithalatçı finansal gelir kaybına uğrar.
Teminat olarak yatırılan paralar ekonomide para arzını kısarak toplam talebin daralmasına, deflasyonist eğilimlerin ortaya çıkmasına neden olur. Bu da tüm mallarda olduğu gibi ithal mallarına olan talebi azaltır ve ithalat hacmi küçülür.
Teminatların yarattığı bürokrasi de ithalatı caydırıcı etki yapar.

Türkiye’de 1990 yılında çıkarılan ithalat rejimi kararı ile ithalat teminatları tamamen kaldırılmıştır.

Çoklu kur uygulamaları, çeşitli mal ve hizmetlerin dış ticaretine farklı döviz kurlarının uygulanmasıdır. Amaç, ithalatı kısmak suretiyle ülkenin kıt olan döviz kaynaklarından tasarruf sağlamak veya ihracatı özendirmek suretiyle döviz girdilerini artırmaktır.

Çoklu kur uygulamalarının en basit şekli ikili kur sistemidir. Birincisi düşük düzeyde tutulan resmî kur, diğeri serbest piyasada oluşan yüksek kurdur. İlaç, zorunlu tüketim maddeleri, yatırım malları, ara malları ve teknoloji gibi mallara düşük resmî kurlar uygulanırken, ithalatı azaltılmak veya durdurulmak istenen lüks mallara yüksek serbest piyasa kurları uygulanır.

Fark giderici vergilerin etkileri, diğer bir ifade ile ithalatı kısıtlaması kesindir. Ülkeler bu yöntemle yabancı malların ülkeye girişini tamamıyla engelleyebilirler. Bazen yabancı ihracatçılar malların fiyatlarını düşürerek karşı önlem alabilirler fakat bu da ithalatçı ülkenin fark giderici vergi miktarını artırmasıyla sonuçlanacaktır.
Fark giderici vergiler, korumacılığı savunan görüşlerden, üretim maliyetlerini eşitleme tezine ve tezde sözedilen bilimsel tarife uygulamasıdır.

SÜBVANSİYONLAR
Yurtiçi üreticilere, serbest dünya fiyatı ile bunun üzerindeki yurtiçi maliyet arasındaki fark ölçüsünde devletin hazineden ödemede bulunmasıdır. Sübvansiyon verilmesinin amacı, daha etkin olan yabancı üreticilere karşı daha az etkin çalışabilen yerli firmaları rekabet edebilir duruma getirmektir. Yurtiçi endüstrilere sübvansiyon verilmesi, yurtiçi üretimi artırır, ithal mallarıyla yurt içinde rekabet edilebilmesini sağlar.

Sübvansiyonların çeşitli veriliş yöntemleri vardır. En basit şekli hükûmetin yerli üreticiye direkt olarak para dağıtmasıdır. Bunların yanında, yatırım indirimi, bol ve ucuz kredi sağlanması, gümrük vergisi bağışıklığı, döviz tahsisinde öncelik gibi dolaylı sübvansiyonlar da vardır.

GATT görüşmelerinin Uruguay Turu sonuçlarına göre spesifik sübvansiyon kavramı ortaya atılmıştır. Eğer bir sübvansiyon, sadece bir firmaya, bir sanayiye veya bir gruba veriliyorsa, bu tür sübvansiyonlara spesifik sübvansiyon denilmektedir.

İhracat sübvansiyonları, ihracatı teşvik etmek amacıyla ihracatçıya yapılan dolaysız ödemelerdir. Bunlar arasında, özel vergi muafiyeti, vergi iadesi, düşük faizli krediler, ucuz hammadde ve diğer girdilerin sağlanması, dış piyasalara açılma, dış tanıtım giderlerinin devlet tarafından sağlanması vs. yer alır.
İhraç mallarının dış talep esnekliği birden büyük ise sübvansiyon uygulanarak ihracattan elde edilen döviz miktarı artar.

Rekabeti bozduğu için devlet tarafından sübvansiyon verilmesi yasaklanmıştır.
İhracat sübvansiyonu ekonomide, ticaret hadleri ve ihracat gelir etkisi olmak üzere iki doğrudan etki yapar. Sübvansiyon dış fiyatları yurtiçi fiyatlara göre düşürdüğünden ticaret hadleri ülkenin aleyhine döner. Fakat, dış fiyatların düşük olması ihracat miktarını artırır. Eğer yabancı ülkelerdeki ihraç mallarına olan talep esnekliği yüksekse, bu malların fiyatlarındaki yüzde düşüş, miktardaki yüzde artıştan daha az olacağından, ülkenin ihracat gelirleri artacaktır.


İHRACAT VERGİLERİ
Bir ülkenin siyasi sınırlarını aşan mallar üzerinden alınan gümrük vergilerinden olan ihracat vergileri, tarihsel olarak önceleri ve uzun zaman devlete gelir sağlamak için alınmıştır. Bu haliyle ihracat vergileri, ithal edilen mallar üzerinden alınan vergilerin bir benzeridir. vergilendirilen malın üretimi olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu nedenlerle ihracat üzerinden alınan vergiler zamanla kaldırılmıştır.
İhracat vergisi uygulamasının nedenleri;
•Devlet hazinesine gelir sağlamak
• Aşırı kâr elde eden üreticileri ve ihracatçıları vergilendirmek
• İç piyasada kıt olan malların ihracatını engellemek
• Hammaddelerin yurt içinde işlenmelerini özendirmek
•Doğal hammaddelerin arzını korumak
• Ticaret hadlerini ülke lehine çevirmek.

Söz konusu vergiler gelişmiş ülkelerde fazla kullanılmamakla beraber, gelişmekte olan ülkelerde de gıda ürünleri ve hammaddeler üzerine konulmaktadır. Örneğin, Brezilya ve Kolombiya’da kahve, Pakistan’da jute, Sri Lanka’da çay, Malezya’da kalay, Gana’da kakao, Burma ve Tayland’da pirinç, Fildişi Sahilleri ve Liberya’da kauçuk ihracatından vergiler alınmaktadır. Türkiye’de fındık ve pamuk ihracatına bu tür vergiler geçmişte uygulanmıştır. Fındık için günümüzde de uygulanmaktadır.

***İhraç vergileri analizi, ithalata konulan gümrük tarifeleri analizinin simetrisidir. Bir ülkenin ihracatına vergi koyması, ticaret ortağı olan karşı ülke açısından, kendisinin ithalat vergisi koymasıyla eşdeğer etkiler gösterir.

DAMPİNG
Damping, aynı malın yurt içine göre yurt dışında daha düşük fiyattan satılmasıdır. Pratikte, malların yabancı piyasalarda üretim maliyetlerinin altında satılması olarak nitelendirilmektedir. Damping, bir malın ülke içinde satıldığı fiyattan daha düşük bir fiyatla, dış piyasalarda satılmasıdır. Hatta bazen maliyet fiyatının altında bir fiyat uygulayarak uluslararası piyasaları ele geçirme amacını da taşır. Damping ucuz mal satmak değildir.

***Rekabeti bozduğu için her türlü damping yasaklanmıştır.

Bir defada yapılan damping ; Stokları eritmek için bir defaya mahsus olmak üzere düşük fiyattan satış yapılır. Bu tür damping yabancı tüketicilerin lehine olur, ancak, yabancı üreticilerin satışlarını düşürür ve onların kısa dönemli kayıplara uğramalarına yol açar. Bu damping şekli iç piyasadaki mevsim sonu indirimli satışlara benzetilebilir.

Yıkıcı damping ; Bir firmanın yabancı piyasalardaki rakiplerini piyasadan silmek için geçici olarak fiyat düşürmesidir.

Sürekli damping ; İç piyasa hacminin darlığı nedeniyle üreticinin, optimum kapasiteye ulaşıp ölçek ekonomilerinden yararlanmak ve kârını maksimum yapabilmek için maliyetinin biraz üzerindeki fiyattan uluslararası piyasalara sürekli satış yapmasıdır.

***Bir ülkeye dampingli mallar giriyorsa, soruşturma sonucu ispatlanmak kaydıyla antidamping vergisi uygulanır.

***GATT’ın 6’ncı maddesinin sadece özel ticari işletmelere uygulanabileceği kabul edilmiştir.

1990 yılında yürürlükte bulunan 1980 tarihli Anti Damping Kodu’nu 37 ülke onaylamış, 24 ülke de gözlemci statüsü ile Kod’a taraf olmuştur. Bu Kod’u kabul eden ülkelerin altışar aylık dönemler içinde geçmişte aldıkları anti-damping kararlarını GATT’a bildirmeleri zorunludur.


Anti-damping vergisinin uygulanabilmesi için üç aşamalı bir soruşturmanın yapılması gerekir:
• Birinci aşamada ilgili hükûmet; dampingli ithalatın ilgililere zarar vermesi, maddi zarar verme ihtimali yaratması, pazar bozulmasına yol açması veya bir üretimin yapılmasını geciktirmesi üzerine bir soruşturma başlatır.
• İkinci aşamada, ilk toplanan bilgilere göre bir damping olayı meydana gelmiş ve bu konuda zarar ortaya çıkmış ise geçici vergi konur.
• Üçüncü aşamada, soruşturma sonucunda damping olayı kanıtlanırsa, geçici anti-damping vergisi kesinleştirilir.

***GATT tarihinde ilk defa anti-damping vergisi, Şubat 1955’te İsveç tarafından İtalya’ya karşı uygulanmıştır. İtalyan naylon çoraplarına konan anti-damping vergisi, birkaç ay sonra bu ülke tarafından kaldırılmıştır.

***Uruguay Nihai Senedi yürürlüğe girmesinden 5 yıl sonra hükmünü kaybedecek, anti-damping vergilerinden kaçmak için üretim yerini değiştirenlere uygulanacak kurallar belirlenecektir.

Görünmez engeller
Görünmez engeller, doğrudan dış ticareti kısıtlamak amacıyla konulmazlar, ancak yan etki olarak dış ticareti önemli ölçüde kısıtlarlar, hatta durdurabilirler. Paketleme ve etiketlemeye ilişkin düzenlemeler, sağlık, kalite ve sanayi standartları, gümrüklerdeki bürokratik işlemler, lisanslar, menşe şehadetnameleri vb. bunlar arasında sayılabilir. Türkiye dış ülkelerden kömür ithalatını azaltmak istiyorsa, kömürlere kalite standardı koyabilir.
Bazı idari ve bürokratik düzenlemelerin yapılması da ithalatı kısıtlayabilmektedir. Örneğin, malların gümrükten girişi sırasında fazla miktarda dış ticaret belgesi istenebilir. Bir sınır kapısından fazla miktarda bir mal giriyorsa, onunla ilgili hem analiz raporu istenebilir, hem de ürünü analiz yapan tesis çok uzaktaki bir şehirde kurulabilir.

Dolaylı vergiler
Dolaylı vergiler, üretim veya satış aşamalarında bir mal üzerine konulan vergilerdir. Dolaylı vergiler, bütün mal ve hizmetleri kapsar. AB ülkelerinde uygulanan genel satış ve katma değer vergileri, bu tür vergilerdir.

Tarife kotaları
Tarife kotaları, ilan edilen gümrük vergisinin (fiilî vergi) ancak belli bir miktar ithalat için geçerli olması, bunun aşılması durumunda yasal vergi oranına kadar yavaş yavaş yükseltilmesidir.

Mevsimlik gümrük vergileri
Mevsimlik gümrük vergileri özellikle tarım ürünleri için değişik mevsimlerde farklı ithal vergileri uygulanarak ortaya çıkmaktadır. Vergilerin yüksek tutulduğu mevsimler yerli üretimin bol olduğu dönemler olup, böylece iç fiyatlardaki düşüşler önlenmektedir.

Türkiye’de 1993’e kadar belediye hissesi, damga resmî, destekleme fonu, maden fonu, konut fonu ve ulaştırma altyapıları resmî gibi çok sayıda gümrük vergisine eşdeğer ithalat vergisi uygulanmıştır. GATT, bu tür vergilere, ancak bir hizmet karşılığı tahsil edilmeleri ve ayırımcılık yapılmaması şartıyla izin vermiştir.



1. İthalatçının mal siparişini verdiği an, ithalat bedelinin belli bir oranını merkez bankasına yatırma zorunluluğu hangi dış ticaret politikasıdır?
a) İthalat teminatları
b) Kambiyo teminatları
c) Teminatlı ithalat
d) Çoklu kur uygualamaları
e) İthalatta erken ödeme

2. Aşağıdakilerden hangisi ithalat teminatlarının etkilerinden değildir?
a) İthalatçı finansal gelir kaybına uğrar.
b) Ülkede dış ticaret açığına neden olur.
c) İthalatçı açısından bir likidite sorunu doğurur.
d) Teminatların yarattığı bürokrasi ithalatı caydırıcı etki yapar.
e) İthalatçı için bir maliyet doğurur.

3. Çoklu kur uygulamaları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Çeşitli mal ve hizmetlerin dış ticaretine farklı döviz kurlarının uygulanmasıdır.
b) İhracatı arttırılmak istenen mallara düşük kur uygulanır.
c) İthalatı arttırılmak istenen mallara yüksek kur uygulanır.
d) Ekonomide her sektör veya işlem grubunda ayrı kurların geçerli olması şeklinde uygulanabilir.
e) İhracatı azaltılmak istenen mallara yüksek kur uygulanır.

4. Aşağıdakilerden hangisi subvansiyonların sakıncalarından değildir?
a) Ekonominin geneli açısından bir üretim artışına yol açmayabilir
b) Fazla stoklar ortaya çıkarak kaynak israfı olabilir
c) Devletin bütçe kaynaklarını zorlanır
d) Tüketici refahını azaltıcı etki yaparlar
e) Üretici refahını arttırıcı etki yaparlar

5. Aşağıdakilerden hangisi ihracat sübvansiyonları ile ilgili bir örnek değildir?
a) Özel vergi muafiyeti
b) Vergi iadesi
c) Düşük faizli krediler
d) Ucuz hammadde
e) Taban fiyat uygulaması


6. Aşağıdakilerden hangisi ihracat subvansiyonlarının etkileri içerisinde yer almaz?
a) Ticaret hadleri ülkenin leyhine döner.
b) İhracat miktarını artırır.
c) Gelir ve istihdam hacmini artırır.
d) Yabancı ülkeler misilleme yapabilir.
e) İhracat gelirini artırır .


7. Aşağıdakilerden hangisi ihracat vergisinin nedenlerinden değildir?
a) Devlet hazinesine gelir sağlamak
b) Yurtiçi üreticiyi korumak
c) İç piyasada kıt olan malların ihracatını engellemek
d) Doğal hammaddelerin arzını korumak
e) Ticaret hadlerini ülke lehine çevirmek

8. Firmalardaki stokları eritmek için yapılan damping türü hangisidir?
a) Sürekli damping
b) Yıkıcı damping
c) Bir defa yapılan damping
d) Stok dampingi
e) Şok damping

9. Aşağıdakilerden hangisi damping uygulaması ile bir ülkede pazarın bozulması için gerekli sayılan şartlardan değildir?
a) Belli ülkelerden ithalatda çok hızlı ve önemli artışlar olması
b) İthal ürünlerin, ithalatçı ülkedeki benzer kalitedeki ürünlerin çok altında bir fiyatla satılması
c) Yerli üreticilerin çok düşük ithal fiyatlarından şikâyetçi olmaları
d) Fiyat farklılıklarının hükûmet müdahalesiyle ortaya çıkmaması
e) Dampingli ürünün yalnızca bir tek ülkeden ithal ediliyor olması

10. Fark giderici vergiler ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) İthal malının fiyatı saptanan yurtiçi fiyatın altında kalıyorsa, aradaki fark kadar vergi uygulayarak yurtiçi fiyat geçerli kılınır.
b) Yeni kurulan yurtiçi sanayiyi korumak için sıkça başvurulur.
c) Doğurdukları sonuçlar açısından kotalara benzerler.
d) Yurt içindeki tüketicilerin refahını arttırır.
e) Ülkeler fark giderici vergiyle yabancı malların ülkeye girişini tamamıyla engelleyebilirler.

Cevap Anahtarı
1-A, 2-B, 3-C, 4-D, 5-E, 6-A, 7-B, 8-C, 9-E, 10-D
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 15 misafir