Sosyoloji
TÜRK SOSYOLOGLARI ÜNİTE 1: ZİYA GÖKALP VE PRENS SABAHATTİN Ziya Gökalp’in Hayatı 23 Mart 1876 yılında Diyarbakır’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır’da tamamladı. 1896 yılında yükseköğrenim için İstanbul’daki Baytar Mektebi’ne kayıt yaptırdı fakat mezun olamadan ayrılmak zorunda kaldı. 1900-1909 yılları arasında Diyarbakır’da yaşadı ve kendisini sosyal bilimler alanında yetiştirdi. 1909 yılında Selanik’te yapılan İttihat ve Terakki Partisi Kongresi’ne Doğu illerini temsilen katıldı. Selanik’te başladığı parti ve sosyoloji çalışmalarını 1912’den itibaren İstanbul’da sürdürdü. Bu sırada milletvekili oldu. 1914 yılında Sosyoloji Kürsüsü ’nü kurarak üniversitede ‘’İçtimaiyat’’ dersleri vermeye başladı. 1919 yılında tutuklanarak Malta’ya gönderildi. Malta dönüş Ankara yönetimine katıldı ve 1923’te yeniden milletvekili oldu. 25 Ekim 1924’te İstanbul’da öldü. NOT: Türkiye’de ilk sosyoloji bölümünü 1914 yılında Ziya Gökalp kurmuştur. Ziya Gökalp, Türkiye’de milliyetçi, toplumcu, dayanışmacı ve modern bir toplum oluşturma doğrultusunda sosyolojiden yararlanmıştır. Görüşlerinin Biçimlenişi ve Sosyoloji Anlayışı Ziya Gökalp’in ilk düşünsel etkileri ve sosyolojik görüşlerinin alt yapısını babası Tevfik Bey, amcası Nasip Bey, fen bilgisi hocası Yorgi Bey ve daha sonra tanıştığı Naim Bey’den almıştır. Fransız sosyolog Emile Durkheim’in görüşlerinin etkisinde kalmış ve onun görüşlerini Türkiye’ye aktararak temsilciliğini yapmıştır. Fransız devriminden sonra Batı’da oluşan modern ve kentli toplumun sorunlarını çözmek üzere 19.yy’da sosyoloji bilimi olarak ortaya çıkmıştır. Sorunların düzen içerisinde, ilerlemeci bir anlayışla çözülmesi öngörülmektedir. Bu ihtiyacı karşılamak üzere sosyoloji oluşturulmuştur. Osmanlı toplumu da yoğun sorunlarla boğuşmaktadır. Batılı toplumların sorunlarını çözmek üzere kurulan sosyoloji Osmanlı toplumunun sorunlarına da çözüm üretmek ve devletin tercih ettiği Batılılaşma siyasetini savunmak üzere Türkiye’ye aktarılır. Türkiye’ye aktarılan sosyoloji Batı’da olduğu gibi düzen içerisinde ve ilerlemeci bir anlayışla, yani Avrupa’daki eğilimleri temsil edecek ekoller şeklinde olmalıdır. Bu konuda en uygun ekol de Fransa’da A. Comte ve E. Durkheim önderliğinde geliştirilen sosyolojizm ekolüdür. Ziya Gökalp de Türkiye’ye Sosyolojizm ekolüne dayalı bir sosyoloji anlayışı, yani E. Durkheim’in sosyoloji görüşlerini aktarır; toplumu, devlet kurumlarını bu görüşleri rehber alarak şekillendirmeye çalışır. Sosyolojizm ekolü doğrultusunda bir bilim anlayışı oluşturur ve bu anlayışı başta sosyoloji olmak üzere diğer bilim alanları ve devlet kurumlarında yaygınlaştırır.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntü
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 2849 Görüntü
-
Son mesaj gönderen Aysee789ou
-
- Bilgi
-
Kimler çevrimiçi
Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir